İSTANBUL – Türkiye’nin en büyük toplu işçi ölümünün yaşandığı Manisa’nın Soma ilçesindeki maden faciasıyla ilgili üst düzey kamu görevlilerinin yargılanmasına yönelik talep, savcılık engeline takıldı.
13 Mayıs 2014’te 301 madencinin hayatını kaybettiği 162’sinin ise yaralandığı faciadan tam 10 yıl sonra 28 kamu görevlisi hakkında dava açıldı. Açılan davada kamu görevlileri ‘görevi ihmal’ suçlamasıyla yargılanıyor.
TEPE KADROYA DOKUNULMADI
2016 yılının ağustos ayında hazırlanan bilirkişi raporuna göre yaşanan faciada, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) gerekli denetimleri ve yatırımları yapmadığı için sorumlu bulundular. Ancak kamu görevlilerine açılan davada, dönemin MAPEG Genel Müdürü Hamdi Yıldırım, Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Erdoğan, daire başkanları Mehmet Tombul ile Yılmaz Tünel ve şube müdürleri Osman Burgaz ile Ömer Olgun hakkında kovuşturmaya yer yok kararı verildi.
Aynı kovuşturmaya yer yok kararında, TKİ Yönetim Kurulu üyeleri Ömer Sezgin, Mustafa Aktaş, Yusuf Ziya Coşar ve Arslan Baş’ın da yargılanmasının önü kesildi. Hakkında dava açılan 28 kamu görevlisi arasında, genel müdür, daire başkanı ve şube müdürü gibi kritik pozisyonlarda görev yapan kişiler bulunmuyor.
‘KATLİAMA ORTAK OLMUŞLARDIR’
Bu kararın ardından, hayatını kaybeden madencilerin yakınları adına davayı yürüten Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, tüm sorumluların yargılanması gerektiğini belirterek, savcılığın verdiği kovuşturmaya yer yok kararına itiraz etti.
Avukatların itiraz dilekçesinde, şu ifadeler yer aldı:
“301 madencinin hayatını kaybettiği katliamın meydana geldiği Soma Eynez Karanlıkdere ocağındaki çalışmaların, işletme projelerine uygun şekilde sürdürülüp sürdürülmediğini denetlemeyen, öngörülen risklere karşı yapılması taahhüt edilen altyapı yatırımlarının takibi yapmayan MİGEM (MAPEG) ve TKİ yetkilileri katliama ortak olmuşlardır.”
GÖREVİ İHMAL DEĞİL, OLASI KAST
Avukatların itirazında, hem adı geçen kamu görevlilerinin hem de yargılanan kamu görevlilerinin ‘görevi ihmal’ suçundan değil, ‘olası kastla öldürme’ suçundan yargılanması gerektiğini vurgu yapıldı.