Türkiye Kamu-Sen Genişletilmiş Şube Başkanları İstişare Toplantısı, Antalya’nın Kemer ilçesinde devam ediyor.
Toplantı kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen “Cumhuriyet’imizin 2. Yüzyılında Kamu Personel Rejiminin Geleceği Paneli”nde konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, sendikaların genel kurullarına katılarak Cumhur İttifakı’na destek istediği için bazı çevrelerce “Sendikalar siyaset yapıyor” eleştirisiyle karşılaştığını söyledi.
Yıldırım, “Elbette siyaset yapılacak. KESK, DİSK siyaset yapmıyor mu? Yıkıcı siyaset yapıyor. Siyasetin şekli farklı. KESK, bu ülkeyi yıkmaya, devleti çökertmeye, ülkeyi bölmeye çalışıyor. DEM’in sendikası. Yandaşları kim? Atatürkçülükten geçinenler.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Kamu-Sen’in ise “devlet ebed müddet” zihniyetinde Atatürkçü bir sendika olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:
“Herkes Atatürkçülüğü lastik gibi bir tarafa çekiyor. Atatürkçülükten geçinenler var, bir de gerçek Atatürkçüler var. Atatürk’ün ‘Birinci vazifem’ dediği bir şey var: Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Atatürkçülükten geçinenler, kendisine göre Atatürk portföyü çiziyor. Geçen yıl Tunceli dağlarına ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ şeklinde Atatürk’ün sözü yazıldı. Buna ilk tepkiyi Kılıçdaroğlu ve yandaşları gösterdi. Atatürkçüsün, Türkiye Cumhuriyeti’nin dağlarına ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ yazmak suç mudur? Niye gocundun? Bir sıkıntın, rahatsızlığın mı var? Ama Suudi Arabistan’da statta ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ sözü protokol dışında olduğundan ‘Olmaz’ diyorlar, Atatürkçü oluyorsun. Kendi dağlarına yazdırma, git elin memleketinde ben buraya pankart asacağım. Asılmadığı zaman da Atatürkçü ol. Bu, Atatürkçülük değil bunlar Atatürkçülükten geçinenlerdir.”
“Türk öğretmenine özlük haklarının verilmesinin en büyük sebebi Türk Eğitim-Sen oldu”
Geçen yıl Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Meclise geldiğini ve Türk Eğitim-Sen hariç tüm kesimlerin eylem yaptığını anlatan Yıldırım, “Derslere girmediler, okullara gelmediler. Eskisi olmayanın yenisi olmaz. Eksiği, gediği var mıdır? Vardır. Hükümetin bu çalışması gelmiştir. Buna destek vermek gerekir mi? Gerekir. Yarın ileride eksiğini, gediğini düzeltirsiniz. Bizim anlayışımız bu olmuştur. Bu anlayış çerçevesinde Türk Eğitim-Sen eylem yapmadı ve hükümetin yanında durdu. Eylem yapmadı ancak bedel ödedi, 35 bin üye istifa etti. Seçime gidiyorsun bu kanunun karşısında olup eylem yaparsan seçime zarar verirsin. Hep beraber büyük sıkıntıya girdik. Şahsen ben de girdim.” diye konuştu.
Soğan siyaseti yapmadıklarının altını çizen Yıldırım, “Bugün bunlar telafi edildi. Türk öğretmenine özlük haklarının verilmesinin en büyük sebebi de Türk Eğitim-Sen oldu. Bu, nereden oldu? Yapılan sınavda yüzde 100’e yakın bir netice alındı. İki kere bakanlığa soru dağıttırıldı. Benzer sorular sorulacak, kolay olacak. Sendikacılık da budur. Sonuç almaktır. Üyesinin hakkını, hukukunu korumaktır. İlla sokağa çıkıp bağırmak, eylem yapmak değil.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Türkiye Kamu-Sen’in tarafının belli olduğunu, bu nedenle yerel seçimlerde de tarafını belli edeceğini söyledi.
“Bu ülkeye hizmet gelmesi için yerel unsurlarla merkez hükümetinin uyumlu olması lazım.” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Birçok büyükşehir belediyesinde meclis Cumhur İttifakı’nda ancak belediye başkanı CHP’de. İki organ farklı. Hem onların aynı paralelde düşünen insanlar tarafından yönetilmesi hem de belediyelerin merkezi hükümetle uyumlu olması lazım. Bu, memleket için en önemli hadise. Geçen sefer ‘Yapmayacağım’ dedi ama yine Kılıçdaroğlu yaptı. Yerel seçimde alınan bir iki belediyeden sonra ‘Erken seçim istiyoruz’ dedi. ‘Erken seçim isteriz, bu seçimi kabul etmedik’ tartışması olmayacak şekilde 31 Mart’ta bir neticenin çıkması lazım. Cumhur İttifakı adaylarına sizden destek istiyoruz.”
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de memurlara yapılacak zammın üzerine yüzde 10 refah payı talep ettiklerini belirterek, “Enflasyon tek haneye düşsün, fiyat istikrarı sağlansın biz de fiyat artışı istemeyelim. Kamu görevlilerinin alım gücünün yükselmesi için enflasyonun üzerinde bir maaş artışı ve refah payı verilmesi gerekiyor.” diye konuştu.