Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, Yeni Şafak’a konuştu. Sektörün Türkiye’deki duayen ismi Ufuk Uyan ile hem katılım bankacılığındaki gelişmeleri, hem Türkiye’nin en büyük 10’uncu bankası haline getirdiği Kuveyt Türk’ü hem de ekonomideki son gelişmeleri konuştuk.
Finansman maliyetlerinin artmasının piyasalara ve ekonomiye etkisiyle başladığımız röportajda Uyan, firmaların öz kaynaklarına yöneldiği bir döneme girildiğine dikkat çekti. Kredi kullanımında bir yavaşlama olduğunu belirten Uyan, kısıtlamalardan muaf tutulan deprem belgesindeki yatırımların finansmanında bir hareketlilik olduğunu belirtti. Ufuk Uyan’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
* Bundan sonra nasıl bir tablo bizi bekliyor?
Bundan sonra ikinci yarıda krediler Merkez Bankası’nın politikaları ve ciddi takibiyle daralacaktır. Kullandırılan fonlarda büyüme hızı azalacak. Yıllık bazda yüzde 60 büyüme yakalayabilirsek iyidir. Ama bundan sonra daralma olacak. Kredilerin yüzde 65 maliyeti var şu anda.Bunu alıp kara dönüştürmek çok zor. Dolayısıyla kredi talebi daralacaktır.
Selektif kredi uygulamaları bazı firmaların yeni dönemde öz kaynaklara yönelmesine neden olabilir. Yeni dönemde firmalar için Yabancı Para (YP) biraz daha cazip hale gelebilir. Kuveyt Türk olarak bugüne kadar ihracatçıyı desteklemeyi önceledik. Dış ticaret finansmanımız ilk yarıda yüzde 50 artışla 44 milyar TL’ye ulaştı. İlk altı aydaki dış ticaret işlem hacmimiz ise 10 milyar USD’yi geçti. İhracat artışımız 6 aylık dönemde, finansman anlamında yüzde 62 seviyesinde seyretti. Bankacılık sektörünün ortalaması yüzde 39 seviyesinde. Bu durum ihracata ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor.
İhracatçıların finansman ulaşma maliyeti yüzde 40’lar mertebesinde seyrediyor. Çünkü seçici politikalar uygulanıyor. Tabii Yabancı Para cazip hale geliyor. Çünkü TL’de büyüme ile ilgili kısıtlar var. Bütün sektörlerde olmayan tarım kredileri ve deprem bölgesinde kullandırılacak krediler. Deprem bölgesine yönelik yeni uygulamalar olabilir. Gayrimenkul tarafında ihale ve inşaat süreçleri var. Oralarda büyümede sınır yok malum, sınır olmadığı için serbest bırakıldı. Deprem bölgesi için bütçede bu yıl 750-800 milyar TL kaynak ayrıldı. 2026’ya kadar toplamda 3 trilyon lira kaynak ayrılması planlanıyor.
* Deprem bölgesindeki işlerden kaynaklı oluşan talepten mi bahsediyoruz?
Kamu ihaleler açıyor müteahhitlere. Onlar da projelerine finansman arıyorlar. Biz bazı firmalara finansman desteğinde bulunduk. Bundan sonra deprem bölgesine yönelik talep devam edecektir.
* Tüketici kredilerine yönelik kısıtlayıcı birçok uygulama var. Siz de bunu hissetmeye başladınız mı?
Fon kullandırım tarafında bir yavaşlama var. Bunu net olarak söyleyebilirim. Özellikle MB’nin son faiz artışlarından sonra politika faizi oranı yüzde 30’a geldi. Daha da yukarı çıkması bekleniyor. Bu yılki kredi kartı büyümemiz ciddi boyutta. Altı ayda Kuveyt Türk bireysel kredi kartları yüzde 94 büyümüş. Bankacılık sektörü yüzde 74 seviyesinde.
* Sizi daha da güçlendirecek, büyütecek neler yapıyorsunuz? Şu anda 10’uncu sıradasınız. Finalde bizi neler bekliyor?
Biz 3 tane stratejik hedef koyduk. Finansal sağlık, dijitallik ve müşteri memnuniyeti. Buraya gelmemizde en önemli şey müşteri memnuniyeti. Amacımız da müşteri memnuniyetinde en iyi bankalardan biri olmak. Özellikle dijitalde çok ileri noktalardayız. 300’ün üzerinde API’mizi girişimcilerin hizmetine sunduk. Halihazırda API’lerimiz 50 iş ortaklığında kullanılıyor. Bunu daha da büyütmek için bu stratejiyi devam ettireceğiz. Dijitalde rekabete hazırız.
TL cinsi ürünlere yönelme konusunda konvansiyonel bankacılık tarafında bir çalışma başlatılmıştı. Katılım finans tarafında da TL cinsi ürünlerin çoğaltılması için Maliye Bakan Yardımcımız Osman Çelik’in riyasetinde Merkez Bankası ve katılım bankaları tarafından bir çalışma yapılıyor. Katılım bankacılığının TL mevduatlarından aldığı pay yüzde 9’lara geldi. Katılım emeklilik şirketimiz var Albaraka ile ortak. Katılım esaslı Bireysel Emeklilik Fonlarının toplam Bireysel Emeklilik Fonlarına oranı yüzde 24. Katılım finansın aldığı yüzde 9’luk paya göre daha yüksek bir oran. Bankalardan da bizim fonlara gelen yatırımlar var. Bu, doğru adım attığımızı gösteriyor. Sermaye piyasası ürünlerini çoğaltırsak bu oranlar daha da yükselir. Benzer şekilde TL ürünleri çalışılıyor şu anda. Muhtemelen 2024’ün ilk çeyreğinde veya sonunda devreye girer. Bir çalışma grubu oluşturulmuş vaziyette. Bu ürünleri çoğalttığımız sürece TL’ye ilgi daha da artacaktır.
* Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ziyaretinin sonrasında deprem bölgesi için 8,5 milyar dolarlık sukuk veya finansal kiralama sertifikası ihracı gündeme geldi. Bunu hızlıca yapmak mümkün mü? Elimizde bu kaynağı çekecek bir kapasite ve ürün çeşitliliği var mı?
Duyduğumuz kadarıyla bu kaynaklar gelecek gözüküyor. Belli bir kısmı da Eximbank tarafına aktarılacakmış. Ama önemli kısmı deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasında kullanılacak. Tabii sadece sukuk da olmayabilir. Zira konvansiyonelde bankalar da var Körfez’de. Belki beraber paket olabilir. Önemli bir adım. Bilginin oluşturulması anlamında devam ediyor. Sukuk olarak baktığımızda, bugüne kadar 2,7 milyar dolarlık sukuk ihraç etmişiz. Yüzde 90’ını da Körfez kaynaklı ülkelerden olup 2.5 milyar doları bulmuş. Otoyollarının finansmanına, köprülerin finansmanına da 500 milyon doların üzerinde katkı sağlamışız. Devam edecektir bu katkılar.
* Kamunun sizden bir beklentisi var mı, sektörün en büyük bankası olarak?
Talebin Körfez’den gelmesi önemli. Bizim ana hissedarımız KFH Grup sukuk ihraçlarında temel alıcılardan biridir. Ben olumlu gelişmeler bekliyorum. Yıl sonuna kadar kaynak sağlanacaktır. Zaten Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek ciddi şekilde çalışıyor. Amerika, Almanya, Londra şimdi inşallah Fas’ta bir şeyler olacak. Hepimizin üzerine düşen bir görev var. Ülkemizin ihtiyacı olan kaynakları mobilize etmek üzerine çalışmamız lazım. Tabii daha uzun vadeli ve kalıcı kaynaklarla.
* Yastık altındaki altının ekonomiye katkısı sürüyor mu?
Türkiye’nin yıllık altın ihtiyacı 100 ton civarında. Yaklaşık 50 tonunu ülke olarak üretebiliyoruz bildiğim kadarıyla. Diyelim ki yarısını üretebiliyoruz, diğer yarısını da bankacılık sektörü aracılığıyla yastık altından ekonomiye kazandırabiliriz. Sadece Kuveyt Türk olarak yastık altından ekonomiye kazandırdığımız altın miktarında bu yıl 7.5 tonu geçtik. Yastık altıdaki altınları ekonomiye kazandırmaya fiziki şubelerimizde devam ediyoruz.
* Körfez kaynaklı bir banka olduğunuz için merak ediliyor. Kuveyt Türk’ün kasasında gidecek yatırımı bekleyen yeni kaynak var mı?
Bize gelen kaynak devamlı yatırıma dönüşüyor. Mesela, en son 2 gün öce bir yatırım projesine finansman kararı verdik. Sürekli devam ediyor ama eskiye göre maliyetler çok arttı. Yabancı para cinsi finansman maliyetleri daha artabilir bu önümüzdeki dönemde. 2024’te de olumlu bir büyüme bekliyoruz Özellikle ihracat yönünde çok ciddi bir rekabet var. Biz gerekli altyapıları sağladık. Oradaki büyümeleri verdik. Özellikle ihracat tarafından maliyetler kontrol altında.